Ana Sayfa

 
 

Edebiyat

 
 

Öyküler

 
 

Makaleler

 
 

Şiirler

 
 

Tiyatro

 
 

Hakkımızda

 
 

İletişim

 
     
  Hidayet Karakuş
Nazan Duman
Kübra DurmuşGülçin Can
Hüseyin Durmuş
Emrah Buran
 
 

 
   
     
 

YAZILARINIZI
BEKLİYORUZ





kafiyenet okurlarının siteye katkılarını bekliyoruz.
Yazılarınızı iletin, yayınlansın.
Şimdiden katkılarınız için teşekkür ederiz.

İletişim adresi olarak
yazi@kafiye.net
adresini kullanabilirsiniz.

 
     
  Yunus Emre
Pir Sultan Abdal
Köroğlu
Erzurumlu Emrah
Dadaloğlu
Aşık Veysel
 
     MAKALELER                                          
   GÖNÜL  GÖZLÜ  
 


          Buda Geçer

Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye varır...

Karsısına çıkan insanlara,kendisine yardim edecek, yemek ve yatacak yer verecek birileri olup olmadığını sorar...  Köylüler, Derviş'e, kendilerinin de fakir olduklarını,evlerinin küçük olduğunu söylerler ve Sakir diye birinin çiftliğini tarif edip,oraya gitmesini salik verirler... Dervis yola koyulur, yolda birkaç köylüye daha rastlar... Onların anlattıklarından, Sakir'in, o yörenin en zengin kişilerinden biri olduğunu öğrenir...

Bölgedeki ikinci zengin ise, Haddad isimli bir başka çiftlik sahibidir... Derviş, Şakir'in çiftliğine varır... Çok iyi karşılanır. İyi misafir edilir, yer, içer ve dinlenir... Sakir de, ailesi de hem misafirperver ve hem de gönülleri zengin insanlardir... Sonra tekrar yola koyulma zamanı gelir ve Dervis Sakir'e ve ailesine teşekkür ederken, "Böyle zengin bir insan olduğun için hep şükret." der... Sakir'den ise söyle bir yanıt alır:

"Hiçbir sey oldugu gibi kalmaz... Bazen görünen, gerçegin kendisi değildir... Bu da geçer...

".Dervis, Sakir'in çiftliğinden ayrıldıktan sonra, bu yanıt üzerine uzun uzun düşünür... Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, Dervis'in yolu yine aynı yöreye düşer... Şakir'e uğrayıp, ziyaret etmek ister... Yolda karşılaştığı köylülerle konuşurken, köylüler: "Haaaa o Sakir mi?.. O iyice fakirledi, simdi Haddad'in yanında çalışıyor..." derler. Dervis, hemen Haddad'in çiftliğine gider... Sakir'i bulur... Eski dostu yaslanmıştır... üzerinde eski püskü giysiler vardır... Geçen süre içindeki bir sel felaketinde bütün sığırları telef ölmüş, evi barkı yıkılmıştır... Toprakları da işlenemez hale geldiği için, tek çare olarak, selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad'in yanında çalışmak zorunda kalmıştır... Bu süre zarfında Sakir ve ailesi, Haddad'a hizmetkarlık yapmaktadırlar...

Sakir, Dervis'i, bu kez son derece mütevazi olan evinde misafir eder... Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır... Dervis, vedalaşırken, Sakir'e olup bitenlerden ne kadar çok üzğün olduğunu söyler ve Sakir'den su yanıtı alır: "Üzülme... Unutma, bu da geçer... "Dervis, gezmeye devam eder ve aradan uzun yillar geçtikten sonra, yolu yine ayni bölgeye düşer... Öğrendiklerinden şaşkına döner... Bir süre önce ölen Haddad, ailesi olmadığından, bütün varını yoğunu, en sadik hizmetkarı ve eski dostu Sakir'e bırakmıştır... Sakir, Haddad'in konağında oturmaktadır..

 Kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine o yörenin en zengin insanı olmuştur... Dervis, eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar çok sevindiğini dile getirdiğinde yine ayni yanıtı alır: "Bu da geçer..." Birkaç yıl sonra Dervis yine Sakir'i arar... Ona bir tepe gösterirler... Tepede Sakir'in mezarı vardır ve mezar taşında söyle yazmaktadır:

"Buda geçer".

Dervis, üzgün bir şekilde, "Allah Allah, ölümün nesi geçecek?" diye düşünür ve gider... Ertesi yıl, Dervis, Sakir'in mezarını ziyaret etmek için geri döner ama ortalıklarda mezar falan kalmamıştır... Büyük bir sel gelmiş, bütün tepeyi silmiş süpürmüş ve Sakir'in mezarından geriye hiç eser kalmamıştır... O yıllarda, ülkenin sultani, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister... Bu öyle bir yüzük olacaktır ki, sultan mutsuz olduğunda umudunu tazeleyecek, mutlu olduğunda da, mutluluğun rehavetine kendini kaptırmasını, tembelliğe düşmesini önleyecektir... Hiç kimse, sultani tatmin edecek böyle bir yüzük yapmayı başaramaz... Sultanin adamları bir gün bilge Dervis'i bulurlar, yardim isterler... Sultan yüzüğe fena halde takmıştır...

Dervis, sultanin kuyumcusuna hitaben bir mektup yazar... Kısa bir süre sonra, yüzük sultana sunulur...

Sultan önceleri hiçbir anlam veremez; çünkü, son derece sade bir yüzüktür bu... Sonra üzerindeki yazıya takılır gözü... Üzerinde biraz düşünür ve yüzü aydınlanır... Büyük bir mutluluk ışığı parlar gözlerinde... Sonunda tam da istediği gibi bir yüzüğü olmuştur...

Yüzüğün üzerindeki yazı mi? Su yazılıdır yüzüğün üzerinde:

 "Bu da geçer".

Yaşamın bizlere neler getireceği hiç belli değil... Yasam, hiç bir saniyesi boşa harcanmayacak kadar çok değerli...

Derleme        
                                                        Gönül  GÖZLÜ
        

 
 

 
 
                                                                                                 Ana Sayfa  
     
   
 

    

 
     
 

 
     
     
 

 
   Günlük Özgürlük  
 

 

 
     
  Dr Tuncay Filiz
Milli Eğitim Baka.Çanakkale
Kültür ve Turizm
İzmir Belediyesi
Konak Belediyesi